Genel Başkanımız Rıza Yorulmaz’ın Genel Kurul konuşması
4 Temmuz Pazartesi günü, Ankara Hacı Bayram-ı Veli Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen 4. Olağan Genel Kurulumuzda, Genel Başkanımız Rıza Yorulmaz’ın salona hitaben gerçekleştirdiği konuşma metni.
Yeniden hayal kurduk, çağların ötesine,
Aşılmaz kayaların, dağların ötesine,
Görünmez engellerin, ağların ötesine,
Omzunda taşıdığın, ne mukaddes bir yüktür,
Artık hesap değişti; “dünya beşten büyüktür.”
Ayasofya açıldı, Aksa’ya selam olsun,
Çıksın herkes meydana, yollara revan olsun,
Hak davanın uğruna, uykular haram olsun,
Filleri devirecek, küçük ellerde taşlar,
Kudüs’ün özgürlüğü, önce hayalle başlar.
Cihannüma Derneği; 1990’lı yılların Milli Gençlik teşkilatlarından yetişen arkadaşlarımızın, bundan yaklaşık 10 yıl önce aynı aşk ve aynı ideallerle, yeniden bir araya gelerek oluşturdukları bir sivil toplum kuruluşudur.
O yıllar; Balgat eğitimlerinden aldığımız teşkilat kültürüyle, fedakarlığın ve diğergâmlığın zirvede olduğu, davamız uğruna yılmadan ve yorulmadan çalıştığımız yıllardı.
Yalnız kalsak da haktan taraf olduğumuz, istikbale dair büyük hayaller kurduğumuz ve yokluklar içerisinde muazzam bir hikaye yazmaya başladığımız yıllar.
28 Şubat süreciyle yarım kalan hikaye; Cihannüma’nın kuruluşuyla birlikte bizi; yeni okumalarımızla, yeni birikimimizle ve yeni vizyonumuzla tekrar içine çekmeye başladı.
Üstelik; aynı inanç ve ideallere sahip olan, ancak yaşları itibariyle hikayenin başlangıcına yetişememiş genç kuşağı da, büyük bir hüsnükabulle bünyemize dahil ederek.
Bu hüsnükabul; aynı zamanda Cihannüma’nın geleceğine atılmış bir imzadır.
Böylece Cihannüma; bilgi ile dinamizmi, tecrübe ile heyecanı, gelenekle geleceği birleştirerek, kalıcı ve yarınlara umutla bakan bir hüviyete büründü.
Bugün itibariyle, bütün illerimizde, büyük bir samimiyet ve özveriyle çalışmalarını sürdüren Cihannüma ailesi, her birimiz için sıcak bir yuva, güvenilir bir liman vazifesi görmektedir.
Cihannümâ, yetişmiş kadrolardan oluşan bir âidiyet birlikteliği, hasbî bir dava arkadaşlığı olmanın yanısıra, nitelikli insan kıymetlerini, yaşadığımız toplumun, ümmetin ve insanlığın hayrı için seferber etmeyi kendisine vazife bilir.
Bu çerçevede, üç ayda bir çıkan Cihannüma Dergimiz onuncu sayıya ulaştı, ilaveten Sosyal Bilimler ile Teknoloji – Fen Ve Mühendislik Bilimleri alanlarında iki uluslararası hakemli dergimiz daha, yayın hayatına başladı.
Akademik ve entelektüel birikimimizin, sistematik ve verimli kullanılabilmesi amacıyla; bilimden kültüre, eğitimden enerjiye, gençlikten şehirciliğe, toplumu ilgilendiren temel konularda ihtisas atölyeleri kurduk.
Bu atölyeler marifetiyle Gaziantep’te Göç Çalıştayı, Konya’da Şehir Ve Medeniyet Çalıştayı düzenledik. Bu atölyelerin herbiri kendi alanlarında raporlar ve politika notları hazırlamaya devam etmektedir.
Geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz merhum Üstad Sezai Karakoç’u anmak ve anlamak maksadıyla, Diyarbakır’da Uluslararası Sezai Karakoç Sempozyumu gerçekleştirdik.
Pandemi sürecinde dijital ortamda kritik meseleler üzerine yapılan yaklaşık 120 canlı yayın programıyla, farkındalık oluşturduk.
Yurtdışında yaşayan mensuplarımızın, gerek birbirleriyle, gerekse Türkiye’yle iletişim ve etkileşimlerini artırdık, kardeşlik hukukumuzu ihya ettik.
İbadetin az da olsa devamlı olanı makbuldür anlayışıyla, yaklaşık 8 yıl önce başladığımız ve yirmi kişinin, günde bir sayfa Kuran okumak suretiyle her gün bir cüz, her ay bir hatim yaptığı gruplar oluşturduk, çığ gibi büyüyen grupların sayısı 500’ü aştı.
Pandemi süreciyle beraber başladığımız ve bir İskenderpaşa geleneği olan pazar günü sabah namazını müteakip çevrimiçi olarak düzenlenen İrfan Mektebi programlarında 70 haftayı geride bıraktık.
Teşkilatımız için özgün bir çalışma olan İki Doğu İki Batı programıyla Türkiye’nin doğusuyla batısını gönülden birbirine bağladık.
Yol O’nun Konferansları, Babalar Ve Çocuklar Sabah Namazı Buluşmaları, Sahur Meclisleri, Bizim Çocuklar Projesi gibi çalışmalar da Cihannüma’ya özgü diğer programlar olarak sıralanabilir.
İdlib’de briket evlerden oluşan bir mahalle inşa ettik. Kudüs’te iftar sofraları kurduk, Afrika’da su kuyuları açtık. Suriye’nin değişik bölgelerine değişik zamanlarda battaniye, bot, mont ve diğer ihtiyaçları için destek sağladık.
Bu çalışmaların maliyeti tamamen arkadaşlarımızın gönüllülük esasına göre helal kazançlarından verdikleri aidatlarla karşılanmaktadır.
İki günü eşit olan ziyandadır anlayışıyla yaptığımız, bu ve benzeri çalışmalarla bir taraftan safları sıklaştırıyor, diğer taraftan ilim, irfan, hikmet damlalarından nasipleniyoruz.
Birbirimize hakkı ve sabrı tavsiye ediyor, sorumluluklarımızı hatırlatıyor, yarınlara dair umudumuzu ve heyecanımızı canlı tutuyoruz.
En büyük kazancımız; vefa ziyaretlerinde, ellerini öptüğümüz, Milli Görüşün yaşayan çınarlarının gözyaşlarına karışan dualarıdır.
Allah nasip ederse, yeni dönemde de bu çalışmalar, kuruluş ilkeleri doğrultusunda ve daha büyük bir gayretle devam edecektir.
“Bizler karada gemiler yapmaya devam edeceğiz. Lâkin inanacağız ki; Cenâb-ı Allah, denizi ayağımıza getirecektir.”
Böylece Cihannüma’nın birikimi, Türkiye’nin birikimine katılan bir ırmak gibi akarak yoluna devam etmektedir.
Kaynağını; İslam Medeniyeti, Anadolu İrfanı ve Milli Görüş müktesebatından alan bu birikim; bizlere yüksek bir şuur, bir bakış açısı ve bir duruş kazandırmaktadır.
Cihannüma; maruf – münker çizgisinde, her türlü taassuptan ve aşırılıktan uzak, vasat ümmet duruşuna sahiptir.
Cihannüma; sahnedeki oyunu ve oyuncuyu değil, arkadaki oyun kurucuyu gören bir bakış açısıyla, tüm hadiseleri doğru bir analizle değerlendirir.
Cihannüma; söz sahibi olmadan evvel, öz sahibi olmayı önemser. Çünkü; özü sağlam olanın sözü de sağlam olur. Sözümüz, önce nefsimizedir.
Ne için, nerede, kimin yanında ve kimin karşısında durmamız gerektiğini biliyoruz.
Cihannüma, ümmetin ve milletin derdini umur edinenlerin yoldaşıdır. Bu itibarla kişisel hiç bir hesabın içinde olmaz, kişisel beklentilerle hareket etmez. Bilir ki; derdi dünya olanın, dünya kadar derdi olur.
Cihannüma; gençlerimizin, topluma faydalı bireyler olarak yetişmesi için çalışan, bugünün milli gençlik kuruluşları olarak gördüğümüz; Anadolu Gençlik Derneği, Türkiye Gençlik Vakfı, Yedi Hilal Derneği başta olmak üzere; bütün gençlik kuruluşlarının yanında, sağında, solunda değil emrindedir.
Cihannüma; Türkiye’nin son 20 yılda elde ettiği kazanımların kıymetini en iyi anlayan ve en iyi bilen yapıdır. Bu kazanımlar, vaktiyle meydanlarda, uğrunda gençliğimizden, hürriyetimizden ve diplomalarımızdan vazgeçerek verdiğimiz hak ve özgürlük mücadelelerinin kazanımlarıdır.
Bununla beraber bu kazanımların kaybedilmesinin ne demek olacağının farkında ve üzerimize düşen mesuliyetin de idrakindedir.
Siyasetle ilgilenmeyen Müslümanı; müslümanla ilgilenmeyen siyasetçi yönetir. Bu itibarla siyasete mesafeli duramayız. Ancak, siyasetle ilgimiz aktif, güncel siyaset değil, hedefinde Yeniden Büyük Türkiye ve Adil Ve Yeni Bir Dünya ideali olan büyük siyasettir.
Cihannüma; aktif ve güncel siyasete etki ve alan tutma rolünü kesinlikle reddeder.
Siyaset, bürokrasi ve hayatın tüm alanlarında adalet ve hakkaniyet çerçevesinde hareket edilmesini, ehliyet ve liyakate değer verilmesini önemser.
Aramızdaki en önemli hukuk; kardeşlik hukukudur ve bu hukuk bizim için karındaşlık hukukundan da önce gelir. Hasan Basri Hz. ifadesiyle; ailemiz bize hep dünyayı hatırlatır, kardeşlerimiz ise ahireti hatırlatır.
İmtihan dünyasındayız; asli mesuliyetimiz düşene el olmaktır.
Gayemiz; Allah’ın razı olduğu kullar olmaktır. Aramızdaki dayanışma ve işbirliğinin gayesi; başı ve sonu belli olan bu dünyadaki imtihanımızı kolaylaştırması ve birbirimizin ebedi cennetine vesile olmasıdır.
Zira; O’nu kaybeden neyi kazanır; O’nu kazanan neyi kaybeder.
Merhum Erbakan hocamızın 1969’da başlattığı kutlu yolculuk, 1994 yılında başta aziz İstanbul olmak üzere yerel iktidarı, 1996’da da merkezi iktidarı kazandı.
Milli iradenin iktidarı karşısında, zinde güçler rahatsız oldu ve malum 28 Şubat süreci yaşandı.
Bu dönemde, partilerimiz kapatıldı, liderlerimiz siyasetten men edildi, başörtüsü engeli başta olmak üzere hayatın her alanı inançlı insanlar için kısıtlandı.
Ancak biz biliyorduk ki; bütün bunların tarih sahnesinde nokta kadar ehemmiyeti yoktu ve Yeniden Büyük Türkiye’yi, Yeni Ve Âdil Bir Dünya kurma yolundaki mücadeleyi, hiçbir karar engelleyemezdi.
Nitekim; son temyiz mercii olan milletin vicdanı, bu kararları bozarak, kutlu yürüyüşü yeniden başlattı.
Bu yürüyüşe beraber başlayıp; yorulanlar, yolunu şaşıranlar, yoldan çıkanlar, yolun rotasını değiştirmek ve yolculara çelme takmak isteyenler oldu.
Başta 15 Temmuz ihaneti olmak üzere, bütün engelleme çalışmalarına rağmen; istikamet üzere devam eden bu yürüyüşün, Türkiye’yi içerde ve dışarda, nereden nereye getirdiğinin farkındayız.
Başörtüsü engeli kaldırıldı, maddi ve manevi kalkınma hamleleri birer birer uygulamaya geçti.
Yıllarca zincirler kırılsın diye meydanları inlettiğimiz Ayasofya açıldı, inşallah sırada Kudüs’ün özgürlüğü var.
Yeniden Büyük Türkiye kurulmuştur ve bu yeni Türkiye; bütün islam aleminin ve dahi mazlum coğrafyaların lideridir, umududur.
Şimdi önümüzde Türkiye’nin kayıtsız, şartsız istiklâlinin perçinleneceği 2023 hedefi var. İstanbul’un fethinin 600’ncü sene-i devriyesi olan 2053 hedefi var, Anadolu’ya girişin 1000’nci sene-i devriyesi olan 2071 hedefi var.
Hem Cumhuriyetimizin 100’ncü yılı, hem de; Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılacak olması münasebetiyle 2023 yılı, oldukça önem arz etmektedir.
Bu seçimlerle milletimizin önüne iki tercih konulacaktır.
Türkiye bölgesinde ve dünyada bir istikrar abidesi olarak yükseliyorken, bu yükseliş devam mı edecek, yoksa duracak mı?
28 Şubat öncesi elde ettiği kazanımların, 28 Şubat’la birlikte nasıl yok edildiğinin canlı şahidi ve mağduru olan bu kadrolar, bu yürüyüşün sekteye uğramasının, bu yükselişin durmasının ne demek olduğunu en iyi bilen kadrolardır.
Ve bu yürüyüşün ve yükselişin kesintiye uğramaması adına, taşın altına elini de, omuzunu da, gövdesini de koymaya hazırdır, koyacaktır.
Allah’ın izniyle, bu kutlu yürüyüş, 2023 hedefini gerçekleştirecek, bizler görsek de görmesek de 2053 ve 2071 hedeflerine ulaşacaktır.
Dünya artık eski dünya olamaz. Dünyanın jandarmalığına soyunan sözde büyük devletler ile onları perde ardından yönetenlerin kurdukları düzen bozulacak ve adalet temelinde yeni bir dünya kurulacaktır. Yaşadığımız bu sancılar, bunun sancılarıdır, müjdesidir.
Cihannüma; kendini işte tam da bu yürüyüşün merkezinde konumlandırmaktadır.
Biz; buna inanıyoruz.
Biz; 2023, 2053 ve 2071 hedefleri için hazırız.
Bir zamanlar hayalini kurduğumuz bütün kazanımlar, Allah’ın izni ve inayetiyle, milletimizin ve bütün mazlum coğrafyalardaki kardeşlerimizin duasıyla, sayın cumhurbaşkanımızın cesareti, azmi ve kararlılığı neticesinde gerçekleşmiştir.
Şuna şahidiz ki; yürüdüğünüz yol çetin, menziliniz uzun, yapacağınız hayırlı işler fazla.
Allah yolunuzu açık etsin, sizi hak davada her daim muzaffer eylesin, ayağınıza taş değdirmesin.
Bu vesileyle; üzerimizde çok büyük hakkı olan, başta Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız ve Milli Gençliğin lideri merhum Genel Başkanımız Adnan Demirtürk olmak üzere, bütün geçmişlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Allah onlardan razı olsun.
Cihannüma’nın kuruluşuna vesile olan, başta Yusuf Tekin ve Mustafa Şen ağabeylerimiz olmak üzere bütün kurucularımıza ve görev yapmış ve yapmakta olan arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.
Dördüncü genel kurulumuzun hayırlara vesile olması temennisiyle, katılımlarından dolayı, bütün misafirlerimize ayrı ayrı teşekkür ediyor sözlerimi bir duayla bitiriyorum.
Allah’ım;
Bizleri kendine ve bize güvenenlere karşı mahcup etme.
Ayağımızı kendi yolunda sabit kıl,
Arkadaşlarımızı sadık, yolumuzu açık, alnımızı ak eyle.
Rıza Yorulmaz