Sınırı Belirlenemeyen / Görülemeyen Sınırsız
Osman Nuri KABAKTEPE
İnsan nedir dediğimizde, varoluşuna cevap vermeye çalışarak başlar, birçok hususu betimlemeye çalışırız. Nasıl varlık âlemine geldiğini? Madun iken mevcut hale gelişini düşünürken, vücudun/varoluşun maddesini-suretini de ifade etmeye gayret ederiz. Tefekkür eyleyip, dile getirdiğimiz madde-suretten oluşan mevcut, insan olma yolunda henüz insanlığa tekâmülü tamamlanmamış bir varlık aşamasındadır. Varlığı bu aşamaya getiren Rabbimiz, Ruhundan da üfleyince1 artık o varlığın insan olma süreci tamamlanmış olur.
Şekillenmiş bedene üflenen ruhla insan olana yükselen varlığa, kendisi dışındaki mevcudatın fevkinde özellik/üstünlük2 verilmiş oldu. İnsan haline gelen varlığın yapıldığı elementlerden yaratılan diğer varlıklar olabilir. Ancak bu surette yaratılan tek varlık ve surete sahip olma bakımından kesrete dâhil olan bir varlık. Onu asıl müstesna kılan ise kendisine Yaratıcısı tarafından üflenen “Ruh”. Bildiğimiz kadarıyla bu bakımdan âlemde tek varlık. Üflenen Ruh sadece bedenin azalarını/melekelerini kendi -ontolojik gerekleri gereği- işlevlerini yapabilir kılmıyor. Aynı zamanda onun halife olmasının, imtihana muhatap olmasının nedeni oluyor.4 Yaratılışta vazifenin verildiği insan veya alan insan gerekli-yeterli, nitelik-nicelikle mücehhez, mücessem, müşahhas kılınan insan, son ademe kadar aynı konumda olacağının da bilincinde olmalıdır. Bu hal, zaman ve mekândan bağımsız ilk Adem’den son ademe kadar bütün ademlere genetik olarak tevarüs eder. Yarattığı varlığa o an itibariyle var kıldığı diğer varlıkların secde etmesi emri verince Rabbimiz, varlık olan Adem’in insan olma özelliğini kazanan şekillendirilmiş bedenden insana yükselişine neden olan ruhun bilme/öğrenme özelliğini, hatta meleklere kendilerinin bilmediğini bilen/öğretilen keyfiyetinin olduğunu söyler.
Eşyanın tamamını veya onun küllünü öğrenen/öğretilen Adem’in niteliği oğullarına/insanlığa doğal/genetik olarak aktarılmıştır. Adem eşyanın esmasını/küllünü öğrenme/bilme istidadını, Allah (cc) tarafından kendisine üflenen ruhu sayesinde kazanır, gerçekleştirir. Ademin bütün varlıkların esmasını bilmesi, varlığın mahiyetini de bilebileceğine işaret edebilir. Ademin bütün varlıkları bildiği söylendiğinde, zamanın ve mekanın varlık alemine gelmediği veya gelse de mekan ve zamanın içinde olmadığı bir boyutta Yaratıcımız tarafından ifade edilmiştir. Dolayısıyla Adem’in bilgisi son ademe kadar var olacak bütün mevcudatın (cemadat, nebatat, hayvanat, insan) esmasını ve mahiyet bilgisini de kapsar.
Yaratıldığında kendisine secde emri verilen Adem, yeryüzüne yaratıcısının halifesi olarak gelen adem, davranışının sonucuna katlanacak olan adem, hayrın yanında şerrin karşısında olması gereken adem, kendisini var kılanın ve O’nun Elçisinin emri gereğince yapıp/etmelerini düzenlemesi gereken adem, verili bilgiye sahip olan ancak arzda kendisine, kendi cinsine, mevcudata ihtiyacı olanı üretmesi gereken adem. İşte tüm bu sayılanları yaparken zihne muhtaç olanı adem. Rahman ve Rahim olanın zihin verdiği adem. Her anda ve mekanda yaratılışına uygun olabilmesi/kalabilmesi için dünyaya gelirken sahip olduğu fıtratındaki zihni aslıyla muhafaza etme gereği olan adem. Tüm bu keyfiyete sahip olmasına rağmen şeytana aldanıp zihninin günahı işlemesine engel olamadığı, belki de meşrulaştırdığı adem. Hakikate ulaşmasına yardımcı, cehalete bulaşmasını engelleyemeyen zihne sahip olan Adem.
İnsanın dünyadaki yaşam serüveninde anda ve mekânda kendini gerçekleştirmeyle verili zamanını tamamlayacak. Nasıl/ne kadar/ne ile kendisini inşa ettiyse, binası vaktinin bitiminde hayatının devamı olan kabre devrolacak. İşte buradaki inşa faaliyetini nitelik-niceliklerini belirleyen aynı zamanda sonraki hayatın kapısının nasıl açılacağını ve bize göre “sonu görülemeyen sonsuza” geçerken nereden gideceğini ve hayatının nasıl devam edeceğinin belirleniminde etkin olan en önemli hususlardan birisi insanın zihnidir.
Zihin ruhun/nefsin kendisi midir? Nefsin melekelerinden bir meleke midir? İnsanın zihni onu ne kadar/nasıl belirler, etkiler? Zihnin işlevi nedir? İnsan zihni ile neler yapabilir? Kendisini inşa eden insan, zihnini inşa eder mi? Yapıp etmelerinde, her türlü eyleminde zihnin rolü/etkisi ne kadardır/nasıldır? Ruh, nefis, akıl, zeka, zihin ilişkisi nedir? vb. soruları uzatıp gitmek mümkün.