18 Ocak 2024 Cihannumma Editör Ekibi

Gençlik Araştırmalarının Karşılaştırmalı Analizi

Koordinatör: Dr. Ömer Faruk YELKENCİ

Salih EREN, Mücahit OLTU, Gökhan AKDENİZ, Kamuran KAHRAMAN, Muhammed ONGUN, Muhammet OLTU, Ahmet ÇEVİKALPLİ, Mümin BAŞ

ANALİZ

Her dönemde olduğu gibi günümüzde de gençlik en çok konuşulan ve tartışılan konular sıralamasında üst sıralarda kendine yer buluyor. Bugün geçmişten farklı olarak bu tartışmaları, gençlik üzerine yapılan araştırmalar da besliyor ve şekillendiriyor. Son dönemde bu araştırmaların sayısının oldukça artmış olduğu gözlemleniyor. Ancak bu araştırmaları ele alan; inceleyen, tartışan analiz eden çalışmaların olmamasını bir eksiklik olarak görüyoruz. Bu konuda 2013 yılında gençlik sosyolojisi alanındaki lisansüstü çalışmaları içeren bibliyografyayı inceleyen bir makaleye1 ve “gençlik veri tabanı” oluşturulmasını öneren bir diğer makaleye2 ulaşılmıştır. Ancak sözü edilen gençlik araştırmalarının karşılaştırmalı analizlerinin yapıldığı çalışmalara rastlanmamıştır. Gençlik araştırmalarını mukayeseli bir şekilde ele alan değerlendirmelerin bu araştırmaları geliştireceği, yenilerinin daha doğru yönelimlerle gerçekleşeceğini söylemek imkan dahilinde gözükmektedir. Bu amaca yönelik olarak son dönemde yapılan gençlik araştırmalarına ulaşılmaya çalışılmış, 2017-2021 yılları arasında yapılan 9 (dokuz) araştırma karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır. Araştırmalar; araştırmaların yöntem, amaç, örneklem, içerik (sorular ve alınan cevaplar ile görüşmeler), rapor ve sonuç bölümleri üzerinden karşılaştırılarak incelenmiştir. Daha sonra bu araştırmalar içerik analizine tabi tutularak güçlü ve zayıf yönleri ile değerlendirilmeye çalışılmış, öneriler sunulmuştur. İncelenen araştırmaların isimleri, araştırmayı yapan kuruluş, araştırmanın yılı ve diğer kimlik bilgileri Tablo-1’de detaylı olarak verilmiştir.

Dergide hacim sorunu oluşmaması için soruların kategorize edildiği diğer tablolara; QR Kod okutularak ya da Link tıklanarak ulaşılabilmektedir.

Gençlik üzerine yapılan araştırmaları ele alan; inceleyen, tartışan analiz eden çalışmaların olmamasını bir eksiklik olarak görüyoruz.

BÖLÜM I

GENÇLİK ARAŞTIRMALARINDA AMAÇ -YÖNTEM -ÖRNEKLEM BAHİSLERİ VE BUNLARIN DEĞERLENDİRMESİ

Gençlik Araştırmalarında Amaç

Araştırmaların ortak amacının, Türkiye genelinde bir gençlik profili ortaya çıkartmak olduğu, araştırmalarda gençlerin eğitim-iş hayatı, sosyal yaşamları, sosyal medya kullanımları, devlet kurumlarına olan güveni, ehliyet ve liyakat, özgür olma ve kendini önemli hissetme durumu, aile üyeleri ile irtibat, demokrasi ve insan haklarına olan inanç, gelecek, beklentiler ve yaşadıkları benzer sorunlara değinen sorular sorulduğu görülmüştür.

Gençlik Araştırmalarında Yöntem

Gençlik araştırmalarında yüz yüze, çevrimiçi, eposta ve telefon yolu ile görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Ayrıca bazılarında derinlemesine görüşmeler de gerçekleşmiş olup, Tablo-1’de belirtilmiştir.

Gençlik Araştırmalarında Örneklem

Araştırma kapsamında Türkiye genelinde yapılan 9 araştırmada TUİK verilerine uygun olarak yaş aralıkları dağılımı Tablo-1’e işlenmiştir. Detaylar şu şekildedir. 1 araştırmada 15-24 yaş aralığı, 1 araştırmada 15-25 yaş aralığı, 3 araştırmada 18-30 yaş aralığı, 1 araştırmada 16-35 yaş aralığı, 1 araştırmada 18-29 yaş aralığı, 2 araştırmada 15-29 yaş aralığı, 1 araştırmada 15-30 yaş aralığı genç olarak kabul edilmiş ve bu örneklemler üzerinde çalışmalar gerçekleştirilmiştir.

Ana kütleyi en iyi biçimde temsil edebilmek için saha uygulamasında kota takibi yapılmıştır. Tablo-1’de belirtildiği gibi kota bilgileri gençler için yaş, cinsiyet gibi bilgilerden oluşmaktadır.

Gençlik Araştırmalarında Amaç, Yöntem ve Örneklem Hususlarının Değerlendirmesi

TUİK verilerine göre Türkiye nüfusunun %15,4’ünü genç nüfus oluşturuyor. TUİK genç yaş aralığını 15-24 şeklinde alıyor. Gençler ve gençlik homojen değildir. Gençlerin günlük yaşam pratikleri farklıdır. Bu sebeple genç kavramını yaş ile sınırlandırmamak gerekir. Gençlik üzerine yapılan bu araştırmalarda 30 yaşa kadar olanlar da genç olarak kabul edilmiştir.

Tablo-1 de belirtildiği üzere eposta yolu ile görüşme olmuş bu durumun sağlıklı bir geribildirim olmadığı görülmüş ve bu şekilde rapora girmiştir. Yapılan gençlik araştırmalarının 3 tanesinde cinsiyet sorulmamıştır.

Ayrıca araştırmalarda okul durumunun yerine eğitim durumunun sorulması gerektiği de vurgulanmıştır. Araştırmalarda örneklem kısmında bir tutarsızlık görülmüştür. 1500 örneklemin altında kalan araştırmanın sağlıklı bir veri ortaya çıkarmayacağı da ayrıca belirtilmiştir.

Yapılan araştırmalarının amaçları incelenmiş ve karşılaştırmaları yapılmıştır. Bu sebeple araştırmanın güçlü ve eksik yönlerini belirleyerek yeniden bir amaç ortaya koymak hedeflenmiştir.

Gençlik Araştırmalarının Karşılaştırmalı Analizi | Cihannüma

BÖLÜM II

ARAŞTIRMALARIN SORULARI VE ALINAN CEVAPLAR

Kimlik

Tablo-2A’da yer alan sorular her gençlik araştırmasında bulunması gereken sorular olup, her araştırmada sorulması beklenebilir. Milli değerler, anketlerde çoktan seçmeli seçeneklere koyulduğunda yüzde olarak göz doldurucu bir orana ulaşamasa da “Türkiye’de Üniversite Gençliğini Anlamak” isimli araştırmada “Milli Kültür ve Değerlerimize Sahip Çıkmam Gerektiğini Düşünüyorum” şeklinde soruluğunda gençlerin %74’ü bu değerlere sahip çıkılması gerektiğini vurgulamaktadır. Ancak soruyu bu tarz sormak bazı detayları görmeyi zorlaştırabilir.

Düşünce özgürlüğü vurgusu yapılan sorunun yalnızca iki araştırmada sorulduğu görülmüştür. Gençlerin düşüncelerini tanıma ve anlama konusunda daha iyi fikir vermesi bakımından araştırmalarda bu sorunun sorulması beklenebilir. Ayrıca hangi ortamlarda ve hangi konularda özgürce düşüncelerini ifade edebildikleri hususları da alt kırılım olarak aranabilir.

Tablo-2B’de yer alan diğer kimliklere karşı tutum sorusu, potansiyel çatışma ve uzlaşı alanlarını belirlemede kritik rol oynar. Burada diğer kimlikler sorusunun açık uçlu olması gençlerle derinlemesine görüşmeler yapmaya fırsat sunar. Kimlikler çoktan seçmeli sunulduğunda öznel deneyimlerden uzak, imaj kaynaklı cevaplar ortaya çıkabilir.

Günümüz toplumunda gençlerin rolü ile ilgili sorularda yer alacak seçenekler, orta yaş ve üzerine yapılan araştırmalardan çıkan sonuçlardan oluşursa kuşak çatışmalarını ortaya çıkaran sebeplere ışık tutabilir.

Mutluluk

Tablo-3A’da mutluluk üzerine sorulan sorularda salt “Mutlu musunuz?” sorusu daha samimi, içten bir cevap vermeyi gerektirirken, “Mutlu olmak için neye sahip olmak gerekir?” sorusunun ardından sorulması daha düşünülmüş cevapların oluşmasına sebep olur. Gençlik araştırmalarında mutluluk bir sorudan ziyade anketin bütününden ortaya çıkan bir yordama olarak ele alınabilir.

Tablo-3B’nin içeriği sadece bir araştırmada sorulan soruları kapsamaktadır. “Hangi sıklıkta hüzün, umutsuzluk, çöküntü gibi duygulara kapılırsınız?” sorusu gençlerin iç dünyalarına dair bir soru olup, genel itibariyle ergenliğin getirdiği ruhsal sorunlardan bağımsız değerlendirilemez. Sonuç açıklamasında bu sorunun değerlendirmesi, yaş aralıklarına göre ayrıntılı tasnife tutularak yapılmalıdır. Zorbalığa uğrama ile ilgili soruda ise cinsiyete göre bir tasnif daha sağlıklı değerlendirmeye yardımcı olacaktır. Kuşak çatışmasını inceleyen soru ise açık uçlu ya da çoktan seçmeli şekilde hangi konularda çatışma yaşandığını sorması beklenebilir.

Gençlik Araştırmalarının Karşılaştırmalı Analizi | Cihannüma
Gençlik Araştırmalarının Karşılaştırmalı Analizi | Cihannüma
Gençlik Araştırmalarının Karşılaştırmalı Analizi | Cihannüma
Gençlik Araştırmalarının Karşılaştırmalı Analizi | Cihannüma

Kötü Alışkanlıklar / Bağımlılıklar

Tablo-4A’da görüldüğü gibi kötü alışkanlıklar ve bağımlılıkla ilgili sorularda yüz yüze görüşmelerde dürüstlük sorunu ortaya çıkabilir. Bu tarz soruların çevrimiçi anketlerde sorulması yöntemiyle daha isabetli sonuçlara ulaşılabilir.

Tablo-4B’de yine yalnızca bir ankette sorulan sorular bulunmaktadır. Davranışa taalluk eden durumlarda, internet ve sosyal medya alanındaki soruların araştırmalarda bulunması gereken konular olduğu düşünülebilir.

Din ve Siyaset

Tablo-5A’nın içeriği din ve siyaset gibi iki toplumsal olgu ile ilgili sorulan sorulardan oluşuyor. Gençlerin din ile ilişkisinde anketler arası tutarlılık göze çarpan bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.

Tablo-5B’de ilk üç soru genel hoşgörü tutumlarını ölçen maddelerden oluşmaktadır. Daha iyi bir yordama için cevap verenlerin yaş ortalamaları anket değerlendirmesi ve özet bulgularda belirtilebilir. Siyasi soruların her ankette olması önemli değildir.

Hayata Yön Veren Değerler

Tablo-6A’da gençlere yöneltilen hayatınıza yön veren değerler sorusunda, tarihsel bağlamda iç içe geçmiş vatan, bayrak ve dinin bu soruda ayrı seçenekler olarak verilmesi sorunun yapısında bir ayrıştırmanın var olduğu izlenimini vermektedir. Ayrıca ahlak yerine evrensel değerler seçeneği düşünülebilir. Çalışma durumu ile ilgili sorularda cinsiyet ve yaş durumu tasnifinin yapılması yordama konusunda daha fazla fikir verebilir.

Tablo-6B’de yer alan “Laiklik ne kadar önemli?” sorusu, laikliğin desteklenip desteklenmediği şeklinde sorulsaydı daha açıklayıcı olabilirdi.

Bir diğer sorun ise yine aynı ankette yer alan “İdeal Toplum” sorusudur. Soru içeriği ve biçimi açıklayıcı olmadığı gibi birtakım çelişkiler de içermektedir. Başarının ödüllendirildiği bireysel zenginliklerin olduğu toplumlarda adil gelir dağılımının olmadığı gibi bir alt mesaj içermektedir.

Son satırda sorulan “Türkiye’de ve Avrupa’da Üniversite Gençliğini Anlamak” adlı anket çalışmasında yer alan “Sizin için hangileri en önemsizdir?” sorusu da laiklik sorusunun taşıdığı problemleri taşımaktadır. Üniversite gençleri arasında yapılan bu ankette din seçeneğinin ilk sırada çıkması dinsizlik olarak mı yorumlanmalı yoksa hoşgörü bağlamında mı ele alınmalıdır? Araştırmaların bu noktalarda daha net ve anlaşılır olması beklenir.

Gençlik Araştırmalarının Karşılaştırmalı Analizi | Cihannüma
Gençlik Araştırmalarının Karşılaştırmalı Analizi | Cihannüma
Gençlik Araştırmalarının Karşılaştırmalı Analizi | Cihannüma
Gençlik Araştırmalarının Karşılaştırmalı Analizi | Cihannüma
Gençlik Araştırmalarının Karşılaştırmalı Analizi | Cihannüma
Gençlik Araştırmalarının Karşılaştırmalı Analizi | Cihannüma

İş Hayatı

Tablo-7A’da birden fazla ankette sorulan sorulara anket şirketlerinin aldığı cevapların oldukça farklı olduğu görülmüştür. “Liyakat mı, torpil mi?” sorusuna verilen cevapların yakın olduğu görülmektedir.

Tablo-7B’de yer alan “Sizce Türkiye’de yetenekli bir gencin başına aşağıdakilerden hangisinin gelmesi daha muhtemeldir?” sorusu Tablo-7A’da “Liyakat mı, torpil mi?” sorusu ile benzer bir sorudur. Maddeler incelendiğinde yeterli ve güvenilir sonuçlara ulaşmamızı sağlayan özelliklere haiz olduğu gözlemlenmiştir.

Sosyal Medya ve İnternet Kullanımı

Tablo-8A’da yer alan “Sosyal medyada düşüncelerinizi özgürce ifade edebiliyor musunuz?” Sorusuna verilen cevaplar iki farklı anket firmasında tutarsız sonuçlar vermiştir. Ancak “Türkiye Gençleri” araştırmasında düşünce özgürlüğü sorusuna aldığı cevapla anket içi tutarlılığı sağladığı görülmüştür. Ancak Tablo-1’de “Türkiye’nin Gençliği Araştırması”nda yer alan “Düşünce özgürlüğünü ne kadar önemsiyorsunuz?” sorusuna %63.8 “Düşüncelerimi özgürce ifade edebilmeyi önemsiyorum.” şeklinde bir sonuç çıkmıştır. Laiklik sorusunda dile getirdiğimiz endişeler, burada somut olarak karşımıza çıkmıştır. Çünkü özgür ifadeyi önemseyen %63’lük oran ve kendilerini özgürce ifade edemeyen %70’lik bir oran vardır. Bir eylemi önemsemek, o eylemi yapabilmek anlamına gelmemektedir.

Tablo-8B, araştırmaların yapılış amacına yönelik olarak; E-spor, internet’ten neler anlaşıldığı, gençlerin arkadaşlarıyla kurdukları iletişimin boyutlarını araştıran soruları içermektedir.

Yurt Dışında Yaşam

Tablo-9A’da yer alan “Ülkemizin en önemli sorunu nedir?” sorusuna alınan cevaplar farklılık arz etmektedir. “Size göre gençlerin en önemli sorunu nedir?” sorusunda ise istihdam konusundaki cevaplarda bir yakınlık söz konusudur. “Yurtdışında yaşam” başlığındaki soruya verilen cevaplar da anlamlı bir yakınlık arz etmektedir. Yalnızca “Üniversite Gençliğini Anlamak” çalışması üniversite gençliğine yapıldığı için %95 sonucuyla diğer araştırmaların sonuçlarından ayrışmaktadır.

Tablo-9B’de gençlerin cevaplarken objektif olabilmesi için bir takım genel kültür bilgilerine sahip olması gereken sorular bulunmaktadır. Yüksek bir maaş ile İsveç ve Kuzey Kore arasında seçim yapması istenen bir gencin K. Kore ile ilgili bir takım pratik bilgilerinin olması şarttır. Madde güvenilirliğini etkileyecek sembolik ülkeler yerine kavramsal seçenekler sunulmalıdır. “Yüksek bir maaş ile baskıcı bir rejimde yaşamak ister misiniz?” Sorusuna verilecek cevap daha bilinçli bir cevap olacaktır. Aynı hata tablodaki bazı sorularda da göze çarpmaktadır. “Suriyelilere güvenlik güçlerimiz daha sert tavır almalıdır?” sorusundaki sert tavır yönlendirici bir ifadedir. Bu sebeple “sert tavır” ifadesi açık bir şekilde belirtilmeli, açık uçlu olarak sorulmalı ya da bir takım örnek olaylardan yola çıkılarak sorulmalıdır. Dünya kamuoyunun ve ülke olarak bizlerin son derece hassas olduğu mülteci sorunu üzerinden, böyle anlamı bulanık soruların sorulmasının, tehlikeli sonuçları olabilmektedir.

Gençlerin bilgiye ulaşmak için büyük çoğunluğunun interneti kullandığını gördüğümüz “Bilgiye ulaşmak için hangi yöntemi kullanırsınız?” sorusu başarılı bir yordama için ayrıntıya muhtaçtır. Burada sosyal medya ile internet olarak en azından iki ayrı seçenek olarak verilebilir

Gençlik Araştırmalarının Karşılaştırmalı Analizi | Cihannüma
Gençlik Araştırmalarının Karşılaştırmalı Analizi | Cihannüma
Gençlik Araştırmalarının Karşılaştırmalı Analizi | Cihannüma
Gençlik Araştırmalarının Karşılaştırmalı Analizi | Cihannüma
Gençlik Araştırmalarının Karşılaştırmalı Analizi | Cihannüma
Gençlik Araştırmalarının Karşılaştırmalı Analizi | Cihannüma

BÖLÜM III

DERİNLEMESİNE GÖRÜŞMELER

Gençlik araştırmaları üzerine incelenmiş olan 9 araştırmanın 4’ünde derinlemesine görüşmelere yer verilirken, diğer 5 araştırmada ise derinlemesine görüş alınmamıştır.

Derinlemesine görüşmeler; araştırmalarda yöneltilmeyen sorulara ilişkin olarak tamamlayıcı bir genel bakış açısı oluşmasına sebep olur. İşte bundan dolayı gençlik araştırmaları gibi spesifik konularda yapılan derinlemesine görüşmeler oldukça önemlidir. Kişinin kendisine yöneltilen sorulardan bağımsız olarak konuya ilişkin daha kapsayıcı cevaplar verebilmesini ve dolayısıyla zihin altyapısındaki fikirlerini daha şeffaf bir şekilde açığa vurmasını sağlar. Bu durum ise araştırma yapılan konunun daha iyi anlaşılmasını ve kişilerin içinde bulunduğu fiziksel ve ruhsal halin ise daha iyi anlaşılmasına vesile olacaktır.

Konumuza esas olarak aldığımız araştırmaların bazılarında derinlemesine görüşler alınan kişilerin genel konu üzerinden değil de yine soru ya da sorular ile sınırlandırılmış olması araştırmanın çıktılarının yönlendirilmiş bir şekilde oluşmasına neden olarak sağlıklı sonuçlar vermemektedir.

Özellikle toplumun önemli bir parçası olan gençlerimize ilişkin yapılan araştırmalarda; sonuçlarının sorulan sorulara verilen cevaplardan oluşan durum tespiti olmasından öte bir sonuca varılabilmesi için derinlemesine görüşmelere ne denli önem verildiğiyle doğru orantılıdır. Bu sebeple derinlemesine görüşler ne kadar fazla kişiye uygulanırsa o kadar sağlıklı bir araştırma olacağı kanaatindeyiz.

Aşağıda Tablo-10’da, derinlemesine görüşler alınan araştırmaların sayısal verileri bulunmaktadır.

Gençlik Araştırmalarının Karşılaştırmalı Analizi | Cihannüma

BÖLÜM IV

GENÇLİK ARAŞTIRMLARININ RAPOR/SONUÇ BÖLÜMLERİ

Türkiye’nin Gençleri (TGSP-2018)

Genel olarak değerlendirdiğimizde günümüz gençliğini; dine ve siyasete mesafeli, milli değerleri yeteri kadar yaşatamayan, ekonomik ve psikolojik endişelere sahip bir nüfus olarak tanımlamak mümkündür.

Gençlerin en temel problemleri; eğitim sistemindeki aksaklıklar, bitmeyen sınavlarla mücadele etmek zorunda kalmak, ailelerin beklentilerini karşılayamama, eğitim alınan konuda istihdam edilememe veya çalıştığının karşılığını maddi-manevi olarak görememe şeklinde yaygınlık göstermektedir.

Gençlerin yaşamdaki memnuniyetsizliklerinde etkili olan etmenler ise; medya, sosyal çevre, gelişen teknoloji, aile baskısı, ekonomik bunalımlar, siyasi istikrasızlık şeklinde sıralanmıştır.

Gençlik Çalışmasının Toplumsal Katılıma Etkisi Araştırması (TOG-2017)

Araştırma bulgularına göre, gençlerin karşılaştıklarını belirttikleri sorunların başında, toplumun gençlere güvenmemesi gelmektedir. Gençlerin karşılaştıkları diğer sorunlar ise “eğitim sistemindeki aksaklıklar, maddi imkânsızlıklar, işsizlik ve yaşadıkları şehirlerdeki sosyal imkanların azlığı” olarak sıralanabilir. Eğitim sisteminin niteliksiz olduğundan, kendilerinin gelişimlerini sağlayacak bir alan yaratmamasından yakınmaktadırlar.

Bu araştırma, gençlik çalışması ile gençlerin siyasal katılımı arasında bir ilişki olduğunu göstermektedir. Gençlik çalışması, gençler için bir alan yaratmaktadır. Gençlerin kendilerini daha özgür ve önemli hissettikleri bu alan sayesinde gençler, karar verme mekanizmalarına erişmek ve etkileyebilmek konusunda daha aktif davranabilmektedirler.

Siyasi farklılıkların ilişkilerini olumsuz etkileyebileceğini bildiklerinden, günlük hayatlarında çatışmadan kaçınmak için siyaset konuşmamaya dair bilinçli bir seçim yapıyorlar.

Gençlerin Sesini Dinlemek (NEXT GENERATION TÜRKİYE-2017)

Gençlerin ev, aile, ülke ve bölge gibi topluluklarla güçlü bağları bulunuyor. Oldukça benimsenen bu bağlar onlara vazgeçilmez bir destek ve güvenlik sunuyor. Öte yandan, gençler bu bağlardan bağımsızlaşma ihtiyacı da hissediyor. Bu nedenle gençler, çatışma ile uyum arasında, bireyselleşme ile toplulukçuluk arasında sürekli denge kurmaya çabalıyor.

Gençler kendi kimliklerine dair güçlü duygular besliyorlar, fakat çevrelerinde etnik, dini ve politik kimlikler açısından bir çeşitlilik mevcut. Farklı toplumsal kesimlerden gelen insanlarla tanışmayı seviyorlar ve toplumun kalanına kıyasla daha hoşgörülüler ve farklılıklarla birlikte yaşamaya daha açıklar. Fakat siyasi farklılıkların ilişkilerini olumsuz etkileyebileceğini bildiklerinden, günlük hayatlarında çatışmadan kaçınmak için siyaset konuşmamaya dair bilinçli bir seçim yapıyorlar. Gençler, toplumun geri kalanına kıyasla daha açık görüşlü. Kadın problemlerine karşı duyarlılar ve toplumun çeşitli kesimlerinin hak ve özgürlük taleplerine daha hoşgörülü yaklaşıyorlar.

Türkiye’nin Geleceğine Genç Bakış (İSTANBUL EKONOMİ ARAŞTIRMA-2021)

Bütüncül bakıldığında, gençlerin toplumda ve siyasette daha çok görünmelerine, inisiyatif almalarına izin verilmesi (birbirleriyle yakından ilişkili olmak suretiyle) bir demokrasi, adalet ve kalkınma meselesi. “Gençler geleceğimizdir” derken, gençliği ileri bir tarihe ötelemek, toplumun geleceğini olduğu kadar bugününü de tehlikeye atan bir yaklaşım. Zira bu yaklaşımın sonuçları güvensiz bir toplum, meşruluğunu kaybeden medya ve siyaset, geleceğe dair nasıl yönetileceği bilinmeyen riskler ve sorunlar bırakan bir yönetim gibi toplumun varlığını tehlikeye atacak ihtimaller barındırıyor. Bu bağlamda, gençler toplumun istisnai değil, demokratik bir çerçeve içinde meşru ve görünür birer parçası olmalılar.

Türkiye Geneli Gençlik Araştırması (MAK DANIŞMANLIK-2020)

Gençlerle ilgili Z Kuşağı benzeri tanımlamalar karşımızda homojen bir yapı varmış gibi düşündüğünüzde doğru dursa da araştırmamızın saha sonuçları, bölgesel farklılıklar, bireysel hayata ait şanslar ve şansızlıklar, yaş arası farklar vs. böyle bir tanımlamanın çok da doğru olmadığına bizi ikna etti. Ancak yine de bazıları Z kuşağı benzeri tanımlamaları tercih edebilirler.

Normal hayatta komşuya, arkadaşa, akrabaya velhasıl insana dokunmayan sosyal mecralarda kendilerine profil oluşturan bireyler, burada kendilerine bir rol biçip bu rolü oynamaya başlarlar. Rolün gerektirdiği fikirleri üstlenir ve savunurlar, fakat gerçek hayata karıştıklarında, fikir yoğunlukları yok olur ve üretemez hale gelirler. Bilginin her türlüsüne kendinden önceki kuşaklardan binlerce kat hızla ulaşabilen gençler; reel hayatın pratiğini yaşamazlarsa doğru ile yanlışın karıştığı aşırı bilgi yükünün içinde sağlıklı analiz yapamazlar.

Türkiye’nin Gençliği Araştırması Raporu (SODEV-2020)

Eğitim ve çalışma yaşamlarından, ilgi alanları ve değerlerine; kendi konumları ve gelecekleri ile ilgili değerlendirmelerinden; özgürlük algılarına kadar Türkiye’nin gençleri siyasi parti aidiyetleri ve oy verme davranışlarından bağımsız olarak belli konularda ortak kaygı, algı ve eğilimler göstermektedir. Dini inançlarına verdikleri önem ne olursa olsun, kendilerini ifade etme ihtiyaçları bakımından özgürlükçü bir siyasete; adalete ve liyakate; şeffaf işleyen kurumsal mekanizmalara Türkiye’nin gençlerinin acil ihtiyaçları olduğu açıkça ortadadır.

Türkiye ve Avrupa’da Üniversite Gençliğini Anlamak (PODEM-2020)

AB ülkeleri ve Türkiye’den katılımcıları karşılaştıracak olursak, iki taraftaki katılımcıların da arkadaşlığa önem verdikleri dikkat çekiyor. Bununla birlikte Türkiyeli katılımcılar seçim yapma özgürlüğünü önde tutarken, AB ülkelerinden katılımcılar eğitimlerine devam etmeye ve sürekli öğrenmeye, ekonomik güvenceden daha fazla değer veriyor.

Araştırma bulgularına göre, gençlerin karşılaştıklarını belirttikleri sorunların başında, toplumun gençlere güvenmemesi gelmektedir.

Siyasetin hayattaki yerini daha yakından incelediğimizde Türkiyeli katılımcıların siyasette pek faal olmadıklarını görüyoruz. Geçimlerini sağlamak ve iş güvencesi gibi geleceğe ilişkin konularla çok daha meşgul oldukları gözlemleniyor. Daha önemlisi, katılımcılar siyaseti bir gerilim kaynağı olarak betimliyor ve siyasi farklılıkların sosyal ilişkileri kötü etkileyebileceğini söylüyorlar. Bu da onları, sosyal çevrelerinde siyasi tartışmalara girmeyerek kişisel yaşamlarında ihtilaflardan uzak durmaya yönlendiriyor. Diğer yandan, Türkiyeli katılımcıların yalnızca küçük bir kısmının siyasi parti üyeliklerini dile getirdiğini gözlemledik. Bununla birlikte, siyasetten uzak durmaları ülkelerinde ve yurtdışında gerçekleşen siyasi ve sosyal gelişmelerden habersiz veya bunlara kayıtsız oldukları anlamına da gelmiyor. Zira bu konulara karşı ilgi duyduklarını belirtiyorlar.

Araştırmamızda katılımcılardan geleceğe dair en önemli beklentilerini paylaşmalarını istedik. Türkiye’den katılımcıların yanıtlarında, mesleki hedeflere ulaşmak ve ilgi alanlarında çalışma fırsatı bulmak geleceğe dair en önemli beklentiler arasında. Finansal özgürlüğe kavuşup, maddi sıkıntılar yaşamamak olarak tanımlanan maddi rahatlık da en yaygın beklentilerden biri. Bu katılımcıların yurtdışında yaşamayı veya çalışmayı tercih etmeleri de dikkat çekiyor. Büyük çoğunluğu “daha iyi iş imkanları ve ekonomik şartlar” ve “temel hak ve özgürlüklerin daha iyi sağlanması” gerekçeleriyle bir başka ülkeye taşınmayı düşünüyor.

“Gençler geleceğimizdir” derken, gençliği ileri bir tarihe ötelemek, toplumun geleceğini olduğu kadar bugününü de tehlikeye atan bir yaklaşım.

Türkiye’de Gençlerin İyi Olma Hali (INFAKTO RW-2020)

Gençler genel olarak yaşamlarından memnunlar ancak bu memnuniyet geçmiş yıllara göre düşüş göstermektedir. Gelecek adına umutlular, özellikle çalışan gençlerde yaşam memnuniyeti ve gelecek adına umutlu olma durumu daha yüksek. Ailenin gelir durumu arttıkça yaşam memnuniyeti ve geleceğe dair umut artmakta.

Gençler de internet kullanımı çok yüksek olup daha çok akıllı telefonları üzerinden internet kullanmaktalar. İnterneti daha çok film izlemek/indirmek, müzik dinlemek/indirmek gibi gerekçelerle kullanmaktalar. Gençler kendilerini dijital dönüşüm içinde hissetmiyorlar. Eski kuşaklara göre kendilerini daha şanslı ve farklı hissetmekteler. Araştırmaya katılan gençler; bilgisayar ve benzeri teknolojik araçları daha iyi kullananın kendi kuşakları olduğunu, yabancı kültürlere yakınlık duymak, iş yaşamında daha esnek çalışma koşulları beklemek, dünyadaki gelişmelere, çevre kirliliği ve küresel ısınma gibi konulara duyarlı olmak ile yoksulluk, cinsiyet ayrımı, dışlanma gibi sosyal konulardaki duyarlılık özelliklerini gençlerin çoğunluğu kendi kuşağında daha fazla görürken, siyasetle ilgilenmek ve diğer kişilere karşı daha hoşgörülü davranmak özelliklerinin kendilerinden önceki kuşaklarda daha fazla olduğunu düşünmektedir.

Dijitalleşme Çağında Gençler Araştırması (ARGETUS-2021)

Gençlerin çoğunluğu mutsuz, en önemli talepleri güvenli gelecek, eğitim, istihdam olarak öne çıkmaktadır. Önemli bir kısım bir alanda uzmanlaşmak için okul eğitimi dışında kurslara gitmekteler. Ancak büyük çoğunluk okulda aldığı eğitimle yetinmekte. Gençler kendi işinin patronu olmak istiyor. İşsizliğin en önemli sebebi olarak düşük ücret ve istihdam yetersizliği olarak görüyorlar. Önemli bir kısım kendini meslek, teknoloji, siyasi görüş gibi alanlarda geçmiş kuşaklardan farklı görüyor. Sosyal mecranın kendi işi veya mesleği hakkında yardımcı olduğunu belirtiyorlar. Gençlerin büyük çoğunluğu yurt dışında yaşamak istiyor. Bunun sebebi olarak da daha iyi yaşam ve iş olarak belirtiyorlar.

Gençlerin çoğunluğu dine inanıyor ve ibadetlerinin yerine getirilmesi gerektiğini düşünüyor. Yine büyük çoğunluk alkol kullanımı, faiz, evlilik dışı ilişki, kumar, batıl inanç gibi olumsuz durumları doğru bulmuyor. Gençler sevdiği iş ya da mesleği yapmaktan, mutlu bir aileye sahip olmaktan, üst düzey yönetici olmaktan, yabancı dil bilmekten, iyi bir işe girmekten, seyahatten, sağlıklı olmaktan, iyi bir binek araca sahip olmaktan mutlu olacaklarını belirtmişler.

SONUÇ

Tartışma ve Öneriler

Araştırmalarda ulaşılan sonuçlara genel olarak bakıldığında bazı hususların öne çıktığı görülmüştür. Gençliğe bakışla ilgili bazı sorunlardan bahsedilmiştir. Gençliğin homojen bir yapıya sahip olduğu kabulünün yanlış olduğu, gençlerin günlük yaşam pratiklerinin çağ itibarıyla farklılaştığı, bu sebeple yetişkinlerin kendi zamanlarıyla karşılaştırma yaparak gençlere yaklaşımlarının olumlu sonuçlar doğurmadığı hususları özellikle vurgulanmıştır.

Yaşanan dijital devrimin etkisiyle gençler çok farklı bir zaman ve dünyada yaşıyor. Bilgiye ulaşmak için çok hızlı yöntem ve imkânlara sahipler. Aileler bir yandan genç olmuş çocuklarına hala küçüklermiş gibi korumacı yaklaşırken, diğer taraftan onlardan beklentilerini yüksek tutmaları bir çelişki olarak göze çarpmakta, bu da gençlerin yaşadıkları kaygı düzeyini arttırmaktadır.

Türkiyeli katılımcılar seçim yapma özgürlüğünü önde tutarken, AB ülkelerinden katılımcılar eğitimlerine devam etmeye ve sürekli öğrenmeye, ekonomik güvenceden daha fazla değer veriyor.

Araştırmalarda değerlere yönelik sorularda alınan cevapların yaygın kabulün aksine hala yüksek değerlerde oluştuğu; vatan sevgisi, dini değerler ve dini yaşama gibi konularda verilen cevapların örnek verilebileceği görülmektedir. Bu noktada araştırmalarda sorulan gençlerde gözlenen yurt dışında okumak ya da yaşamak konularındaki oranların bu durumla çeliştiği söylenebilir. Ancak gençler sebep olarak eğitim amacıyla gitmek istediklerini ve nihayetinde ülkelerine geri döneceklerini belirtmektedirler. Ancak yurt dışında daha iyi iş olanakları olduğunu düşünen gençlerin oranı da oldukça yüksek oranda çıkmaktadır.

Buna karşılık gençler, toplumun kendilerine karşı saygı duymadıklarını düşünmektedirler. Bunun sebebi olarak yetişkinlerin kendi üzerlerine düşen bir sorumluluk olmasına rağmen empati yapamamalarını, bunun da kendileri gençken yaşadıklarını unutmalarından kaynaklandığını söyleyebiliriz. Yetişkinler gençlerle ilişkilerinde kendi yaşadıkları tecrübeleri transfer edemiyor. Bu transferi yapabilse yetişkinler, gençleri daha kolay anlayabileceklerdir. Halbuki güncel şartlar, yaşam biçimleri değişmekte, bunun farkında olunmamaktadır. Gençler sorun çıkarır ortak yargısının oluşturduğu olumsuzluklardan uzaklaşmak gerekiyor. Bu noktada gençlerle ilgili olumlu hususların ön plana çıkarılmasının motive edici gücünden istifade etmek gerekir.

Gençler siyaset kurumuna ve siyasi partilere güvenmedikleri araştırmaların sonuçlarında görülen bir başka durumdur. Gençler kendilerini buldukları siyasi partilerin var olmadığını düşünmektedirler. Ayrıca gençler arasında siyasi hayattan uzaklaşma, siyasi çatışmadan kaçmayı tercih edenlerin de olduğu söylenebilir. Bu noktada genel politikalar oluşturulurken gençlik dikkate alınmalıdır. Gençlik politikası diye bir hassasiyet, hamasi söylemler dışında Türk siyasi hayatında genel olarak oluşmamıştır. Bu durum üzerinde siyaset kurumunun oldukça derin analizler yapması gerektiğini söylemek mümkündür.

Bu gerekçelerle gençlere yönelik yapılan çalışmalarda gençlerin katılımı artırılmalı hatta çalışmalar onlara yönelik değil, kendileriyle ilgili çalışmaları kendileri yapmalıdır. Araştırmalar da gençler tarafından yapılmalıdır. Böylece daha doğru sonuçlar elde edilebilir. Gönüllü olarak sosyal sorumluluk çalışmalarına katılmaları gençleri manevî olarak besleyecektir. Ancak bu noktada STK’lar, değişen misyonunun farkında olmalı, kendilerini bu yeni duruma göre yeniden yapılandırmalıdır.

Araştırma yöntem ve teknikleri üzerinde bakıldığında birkaç hususa vurgu yapılabilir. Gençlik yaşı noktasında ele alınan aralığın değişiklik göstermesi bu konuda yapılan araştırmaların bütünlüğü açısından sorun oluşturmaktadır. Uluslararası örgütlerin (BM: 15-243, AB: 15-29, Türkiye: 12-244 gibi) ve ülkelerin de bu konuda mutabık olmadığı açıktır. Ancak az önce işaret edilen demografik değişiklik ve hareketliliklere bakılarak ülke içinde özellikle de araştırmalarda dikkate alınmak üzere bir genç yaş aralığı parametresinde karar kılınabileceği düşünülmektedir. Son dönemde yapılan ve bu çalışmada incelenen gençlik araştırmalarında Kovid-19 Küresel Salgını dönemine denk gelenler olduğu için onların sonuçlarının bu yönden ayrıca bir analize tabi tutulmaları gerektiğini belirtmeliyiz. 

Aileler bir yandan genç olmuş çocuklarına hala küçüklermiş gibi korumacı yaklaşırken, diğer taraftan onlardan beklentilerini yüksek tutmaları bir çelişki olarak göze çarpıyor.

Ayrıca bazı araştırmaların örneklemlerinin görece sınırlı tutulması mukayesede zorluklar yaşatmaktadır. Örneklemler Türkiye genelini yansıtacak şekilde tespit edilmelidir. Yine araştırmaları değerlendirirken nüfus artış oranını dikkate almanın önemli olduğunu söylemeliyiz. Özellikle genç nüfus oranları çalışmalarda dikkate alınması önemli bir husustur. Meselâ son yıllarda nüfus artış hızında bir yavaşlama ve düşme gözlemlenirken, 2020 yılında ‰ 5,5 iken, 2021’de bu oran ‰ 122,7 olmuştur. Yani önceki yılların aksine yükselmiştir. Ancak Türkiye’de 2020 yılında 32,7 olan ortanca yaş, 2021 yılında 33,1’e yükselmiştir.5 Bu da ülkemizde nüfusun yaşlanmaya başladığı anlamına gelmektedir.

Gençler ve gençlik üzerine yapılan araştırmalarda uluslararası bir karşılaştırma da mümkün olabilir. Bunun için yurt dışında çeşitli bölgelerde yapılan araştırmalar da incelenebilir. Bunun yanında gençlerin sadece dijital devrimle ve sosyal medyayla ilişkileri, onlara karşı bakış açılarını ölçmek üzere tematik araştırmalar da yapılabilir. En önemlisi kuşakların değişim hızını ve zamanını da dikkate alarak bu araştırmaların benzer parametreler üzerinden belli zaman aralıklarında -mesela 5 yılda bir- yapılarak değişimin ve gelişimin izlenmesi bu konuda doğru stratejiler belirlemek için önemli ve değerli verilere ulaşma imkânını sunacaktır.

Whatsapp Whatsapp