29 Ocak 2024 Cihannumma Editör Ekibi

Öyle Değil O Türkü

Bilal Fatih KAVAKLI

YediHilal Genel Başkan Yardımcısı

“…….
yitirdim yârimi aman aranıyorum
bir tek selamına güveniyorum
gel otur yanıma hallarımı söyleyeyim
……..”

Hayatı her anlamda kuşatan İslam, insana ilahi bir teklifti. Bu teklifin tarihsel açıdan gerçekleşmesi bir gençlik hareketi olarak inkişaf etmiştir. Genç sahabelerin sabrı, azmi ve mücadelesi ile yükselmiş ve yayılmıştır. Peygamberimiz İslâm toplumunun şekillenmesinde, İslâmî değerlerin yaşanmasında ve yayılmasında gençlere büyük görevler vermiştir. Gençlerin eğitimiyle yakından ilgilenmiş, onların her bakımdan iyi yetişmelerini istemiştir. Vahiy kâtiplerini genellikle gençler arasından seçmiş, İslâm’a davet mektuplarını da gençlere yazdırmıştır. Bazı gençleri de, o gün için çok ihtiyaç duyulan yabancı dilleri öğrenmeye teşvik etmiştir. Gençleri sürekli eğitime tabi tutmuş ve bu eğitim çerçevesinde kaydettikleri mesafe ile birlikte gençler, İslam’ı yeryüzünün bütün bölgelerine taşıma görevini üstlenmişlerdir. Sahabe gençler; yeni dinin yayılması, hâkim olması ve toplumsal devrimlerin tetikleyici gücünün gençler olduğunu insanlığa hatırlatmıştır. Nice fetihler yapılmış, kalpler ile Allah arasındaki perdeler daha çok gençlerin cihadı ile kaldırılmıştır.

Anlama, anlaşma ve imkan sağlama odaklı bir perspektifle gençlere sahici dokunuşlar yapmadan tecrübe aktarılamayacağını ve tecrübe aktarmadan ideal geleceği elde edemeyeceğimizi tekrar tekrar hatırlamakta fayda var.

Resul-i Ekrem, Usame’yi Mute’ye gönderilen ordunun başına komutan tayin ettiğinde Usame daha on yedi yaşındaydı. Erkam da İslam’ın ilk yıllarında evini Müslümanların karargâhı yaptığında aynı yaştaydı. Mekke fethedildiğinde vali olarak tayin edilen Attab yirmi yaşındaydı. Peygamber efendimizin Medine’de yıllarca kâtipliğini yapan, diplomatik görüşmelerinde tercümanlığını yapan, altı dil bilen Zeyd bin Sabit Peygamberimiz vefat ettiğinde henüz yirmi bir yaşındaydı. Daha sonraki dönemlerde Doğu Roma’nın fethi 21 yaşında bir öncünün önderliğinde yapılmış bir gençlik aşısının mahsulüydü.

Sünnetullah’ın temel ilkeleri çağa ve şartlara göre değişmez. Günümüzde de, ufuk çizgisine Resul-i Ekrem’in eğitiminden geçmiş ilk kuşak diriliş neslini yerleştiren gençlerin varlığı bizlere ümit veriyor. Hadis-i şerifle müjdelenen Batı Roma’nın da fethini düşlüyorlar.

Büyük idealler için en ufak işlere ve sebeplere sarılıyorlar. Çünkü büyük ideallere mütevazi gayretlerle gidileceğini biliyorlar. Üniversitesinde oluşturduğu hadis halkasında verilecek çay ikramı için bağış arıyor. Tertip edecekleri büyük çaplı konferanslar, söyleşiler vb. için afiş, pankart, bayrak asıyor, sandalye taşıyorlar. Kitap okuma halkaları oluşturuyorlar. Necip Fazıl, Sezai Karakoç, Aliya İzzetbegoviç, Abdurrahman Arslan, Akif Emre, Kafka, Gogol, Tolstoy ve daha nicelerini okuyorlar. Evet hala okuyorlar.

Okullarında da devamlılar teşkilatlarında da. Vakitlice bitirmeye çalışıyorlar. Büyük iddiaların altında ezilmemek için duayı kuşanıyorlar. Önceki kuşakların olumlu olumsuz tecrübeleri, imtihanları onlara yol gösteriyor.

Tam da yaşlarının dezavantaj olduğunun düşünüldüğü bir zamanda, büyüklerinin kendilerinden umudu kestiği, bir takım sosyal ve siyasi iddiaların gençler tarafından karşılanamadığının düşünüldüğü bir zamanda, böyle gençleri görüyoruz biz. Görmüyoruz onlarla yaşıyoruz. Pek çok yapının içinde var böyle gençler.

Bununla beraber bugün büyüklerin söyledikleri türkülerde bir gariplik olabilir. Fakat gençler şairin söylediği gibi “öyle değildi bu türkü bilirim” diyorlar.

Evet bu türkü böyle değil.

Aslında gençlik denildiğinde birtakım problemlerin akla gelmesi de yeni bir durum değil. Binlerce yıl önce de gençlik, orta yaşlı ve yetişkin kitleler için hep bir sorun olarak algılanmıştır.

Bugün gençlerle çalışma yapan, yapmaya çalışan bütün yapılarımızda gençlerin mesuliyetler üstlenerek bilfiil koşturmasına rağmen acımasız bir genellemeye tabi tutularak gençliğin hiç doğru bir yöne gitmediği şeklindeki klişelerden etkilenmemek maalesef mümkün olamıyor.

Keşke, iyilikleri genellemede de kötülüklerdeki kadar cömert olsak!

Keşke iyilikleri genellemede de kötülüklerdeki kadar cömert olsak.

Öte yandan büyüklerinin algıları bir yana kötü genellemelere tabi tutulan gençlerin büyükleriyle ilgili algıları da önem taşımaktadır. Tüketim çağının hızlı büyüyen, hızlı adapte olan gençlerinin gözünde abileri, büyükleri; adapte olamayan ve yeniliğe kapalı, kendi hikayelerini mutlaklaştıran daha statik bir kuşak olarak değerlendiriliyor.

Nesiller arasındaki farkları değerlendirirken kendi kuşaklarına pozitif ayrım yapıldığını gözlemliyorlar. “Z Kuşağı” okumaları kötü gidişatın hesabının basit bir kolaycılıkla gençlere çıkarılması gibi duruyor maalesef. Oysa düzeni gençler yönetmiyor.

Ayrıca bu sınıflandırmalar, küresel sermaye sahipleri tarafından odak seçmek için ortaya atılan, ekonomik çıkar adına kurgulanan, bir tüketim algoritmasından başka bir şey değildir.

Biz bir Yusuf Kuşağı hikayesinden bahsetmek isteriz. Bahsi buradan açmak hür irademizde.

Müslümanları derinden etkileyen dört imanlı gencin şehadetine bakabiliriz. Yusuf Taha, Tarık, Kaan Talip, Muratcan… Allah’ın davasını liseli kardeşlerine, teknoloji vesilesiyle, yaymak için gittikleri bir kamp yolunda inşallah şehadete kavuştular.

En büyüğü 26, en küçüğü 21 yaşında olan dört yiğit genci ahirete uğurladık. Bu gençlerin tatil günlerinde kendi nefisleri için değil, ümmetin çocukları yetişsin diye kilometreler kat edip kamplara gitmeleri marjinal bir hadise değildi. Bu işlerin aktif olarak içinde olanlar için rutin etkinliklerdir bunlar.

Tarık, Türkiye’nin en önemli kurumlarından birinde, Bayraktar’da çalışırken o kadar yoğunluğunun üzerine dinlenmek varken başka bir tercih yaptı. Oldukça bilinçli bir tercihti bu.

Türk Telekom’da çalışan Kaan Talip, kendisine bir yük daha alıp genç yaşında İstanbul Genç İHH başkanlığını yüklendiğinde vaktinin bereketlendirileceğini çok iyi biliyordu.

Murat Can nasıl bir sevap döngüsünün içerisinde olduğunun bilincindeydi ki o hafta sonunu faydalı faydasız birçok işle geçirebilecekken böyle bir yolu seçti.

Şehit olmayı gündeminden düşürmeyen, heyecanından hiçbir şey eksilmeyen Yusuf Taha... Ümmetin dirilişi için gönlünde yanan yangın onu bölümünün derslerinin yanı sıra uçak mühendisliği derslerini de heyecanla takip etmeye sevk ediyordu.

Yusuf gibi nice arkadaşı onunla beraber ellerinden geldiğince hizmet ediyordu. Tesadüf müydü bütün bu olanlar?

İşte tam bu yüzden büyüklerle gençler arasında halihazırda var olan, önyargılarla düzenlenmiş ilişki biçimini bir kenara bırakmalıyız.

Büyükler, gençlere kendi zamanlarına referansla bir gelecek çizmekten ziyade, gençlerin kendi geleceklerini kendilerinin çizmesi yönünde tecrübe paylaşımı yapması gerekmektedir. Yine ifade etmeliyim ki, kendi tecrübelerini mutlaklaştırmaktan/kutsamaktan özenle kaçınmak koşuluyla.

Anlama, anlaşma ve imkan sağlama odaklı bir perspektifle gençlere sahici dokunuşlar yapmadan tecrübe aktarılamayacağını ve tecrübe aktarmadan ideal geleceği elde edemeyeceğimizi tekrar tekrar hatırlamakta fayda var.

Kendi kültürünü aktif şekilde üreten ve nesilden nesile aktaran bir Müslüman coğrafya dünyaya erdem ve hikmet eksenli kültür unsurları ihraç edebilir. Bugün, birçok açıdan geçmiş on yıllarla karşılaştırdığımızda, daha Müslümanca tavırların örnek alındığını söylesek abartmış olmayız.

Tüm bunlar bizleri hayatın güzelliklerine ve imkanlarına yönelmeye teşvik etmelidir. Şehadetleriyle Müslümanların gönüllerinde iz bırakan bu yiğit gençler gibi binlerce gencin an be an çalışmakta olduklarını akıldan çıkarmamak gerekir.

Üsküdar ve Fatih’in sokaklarında, Maraş’ta Durdu abinin çayevinde, Marmara Üniversitesi’nin koridorlarında yanınızdan sakince geçen gençlerin, potansiyel birer şehit olduklarını, bu bilinçle yaşadıklarını çoğunlukla fark edemeyiz. Ancak bir selamla, bütün önyargılardan sıyrılıp, kardeşlerimizi sohbetlerimize dahil ettiğimiz zaman ne büyük cevherler taşıdıklarını sizler de göreceksiniz.

Büyüklerimiz kuşak analizlerini yapmaya devam etsinler, analiz iyidir. Ancak Resul-i Ekrem’in sünnet-i seniyyesine uyarak, selamın güzelliğine yaslanıp gençlerle sahici ve samimi teması elden bırakmamaları zannımca daha önceliklidir. Eminim ki her biri Müslüman gençlerin gönüllerinde kor gibi taşıdıkları samimi niyetlerine ve hasbi gayretlerine şahitlik edeceklerdir. Bizler de yani gençler de kendilerine tepeden bakarak, kötü genelleyerek, nesneleştirerek değil, selamla yaklaşan büyüklerini gördüklerinde onların tecrübelerinden faydalanmak ve sorunlarını paylaşmak yolunu tercih edeceklerdir.

Büyüklerle gençler arasında halihazırda var olan, önyargılarla düzenlenmiş ilişki biçimini bir kenara bırakmalıyız.

Öyle Değil O Türkü

Enes EMİNOĞLU TÜGVA

Genel Başkanı

Mucit gençlerimizin yetiştiği İcathanelerimiz, sıcak bir yuva olma özelliği taşıyan yurtlarımız, sessiz ve konforlu Kıraathanelerimiz ile gençlerimiz için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz.

Türkiye Gençlik Vakfı, henüz kurulalı sekiz yıl olmasına rağmen, ülkemizin önemli gençlik sivil toplum kuruluşlarından birisi konumuna geldi. Gençliği harekete geçirmek isteyen bir hareketin insanlığa söyleyecek bir sözü, bir vizyonu olması gerekir. Türkiye Gençlik Vakfı’nın mefkûresini, gençliği davet ettiği davasını kısaca anlatabilir misiniz? Türkiye Gençlik Vakfı’nın misyonunu nedir?

Türkiye Gençlik Vakfı ailesi olarak ilk günden beri gençlerimizin, değerlerimizle donanarak ve kuşanarak yetişmesini hedefliyoruz. Millet olmanın gereği olan milli ve manevi değerlerimize bağlı, insana ve doğaya saygılı; fikren, bedenen ve kültürel yönden donanımlı, çağın gereklerini iyi okuyabilen bir gençlik için 81 ilimizde çalışmalarımıza hız kesmeden devam etmekteyiz.

Gençlerin eğitimlerine katkı sunmak amacıyla, Türkiye genelindeki gençlik merkezlerimizle, gerek proje ve faaliyetlerimizle gerek burs ve yurt imkânlarımızla yeni nesil gençlik vakfı olarak her zaman onların yanındayız. Çünkü gençlerimizin yetenekleri doğrultusunda yazacak, çizecek, besteleyecek ve birçok konuda yapabilecekleri çok şey olduğunu biliyoruz.

Yeni nesil gençlik vakfı diyorsunuz, eski nesil gençlik vakıflarından farkınız nedir?

Yeni nesil gençlik vakfı olmak için gençlerin hızına ve enerjisine yetişebilmek; milli ve manevi değerlerimize bağlı kalarak, zamanın getirdiği değişikliklere ayak uydurmak gerekiyor. Davamıza sahip çıkmak ve aynı zamanda bu davaya gönlünü ve ömrünü verebilecek nesiller yetiştirmek bizim nihai hedefimiz. Bunu yaparken gençlerin diline, hayallerine ortak olmak oldukça mühim. TÜGVA yeni nesil bir gençlik vakfı çünkü gençlerimiz vakfımızda eğlenerek öğreniyor; severek kendini geliştiriyor. Bizler de yalnızca onlara imkan sağlamakla kalmıyor, bu süreçte yanlarında yer alıyoruz.

Gençlik konusunda dayatılan yaklaşımlar nedir? Siz nasıl bir gençlik tahayyül ediyorsunuz?

Öncelikli olarak Hakk’ın ve adaletin tarafında olan bir gençlik tahayyül ettiğimizi ve daima bu yönde çalışmalar yaptığımızı söyleyebilirim. Gençlerimiz elinde taşla, silahla, sopayla, faydasız meşgalelerle değil; kitapla, bilgisayarla gezsin… Kafasını boş işlerle değil; planla, projeyle meşgul etsin, isimlerini tarihe altın harflerle yazdırsın istiyoruz. Bu zamana dek gençler adına gençlerimiz dışında herkes bir şeyler söyledi. Bizim için de hiçbir zaman gençlerimizin sözleri, istekleri, hayalleri arka planda kalmadı; aksine gündemimizin orta yerinde yer aldı ve almaya da devam edecek.

Türkiye Gençlik Vakfı’nda yetişen bir gencin hangi hasletleri edinmesini hedefliyorsunuz? Bu kapsamda yaptığınız öne çıkan proje ve faaliyetleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?

Üstad Necip Fazıl Kısakürek diyor ya; “Bir gençlik, bir gençlik, bir gençlik... “Zaman bendedir ve mekân bana emanettir!” şuurunda bir gençlik...” Hakk’a inanan, kendine güvenen, fikirlerini açık açık beyan eden ve milletimize faydalı işler peşinde koşan bir nesil yetişiyor. Bizler de bu gençlik adına pek çok faaliyet, proje gerçekleştiriyoruz. Ortaokullu, liseli, üniversiteli her yaştan, farklı kültürlerden gençlerimizle vakfımızın çatısı altında buluşuyoruz. Örnek vermek gerekirse ortaokullu gençlerimiz ‘’Kitap Kurdu’’ yarışmamızda kıymetli yazarlarımızın kitaplarını okuyor; ‘’Yaz Okulumuz’’ ile yoğun eğitim döneminin ardından bir araya geliyor ve okçuluk, yüzme, futbol turnuvaları gibi sportif faaliyetlerinin yanında değerler eğitimi dersleri alıyorlar. Yine liseli gençlerimiz ‘’Doğa Kamplarımız’’ ile unutamayacakları arkadaşlık ortamını, kamp deneyimini yaşarken, değerler eğitimi dersleriyle bizler de onların gönül dünyalarına sesleniyoruz. Üniversite sıralarında ise ‘’TÜGVA Fikir Akademisi’’ ile gündemi yorumlayan, ülkesinin meselelerine aşina bir nesil yetişiyor. ‘’Aksiyon Akademi Kampı’’ ile fikri ve ruhi yönden gelişimi ni tamamlayan ve ülkesine faydalı bireyler yetişiyor. Girişimci gençlerimizin bir araya geldiği, sektörlerin önde gelen isimlerinin tecrübelerinden faydalandığı ‘’Girişimci Masa’’ projemiz; alanında uzman birçok sanatçımızı ağırladığımız ‘’Kültür Sanat Okulu’’ projemiz ile de gençlerimiz ilgi duydukları farklı alanlarda bir araya geliyorlar. Spora ve sporcuya önem veriyor, göğsümüzü kabartacak başarılara imza atan gençlerimizi daima destekliyoruz. Kadınların toplumdaki önemine binaen ‘’Zarafet Akademi”de bir araya geliyoruz. Bunların dışında mucit gençlerimizin yetiştiği İcathanelerimiz, sıcak bir yuva olma özelliği taşıyan yurtlarımız, sessiz ve konforlu Kıraathanelerimiz ile de gençlerimiz için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Her yaş grubuna ait farklı projelerle daima geçler için gençlerle birlikte üretmeye devam ediyoruz.

Enes Eminoğlu

İstanbul Fatih’te doğdu. 2003 yılında Eyüp Süper Lisesini, 2008 yılında İngiltere’deki University of Wales’ta İşletme bölümünde lisans öğrenimini, 2010 yılında ise İngiltere’deki University of East London’da Uluslararası İşletme bölümünde yüksek lisans öğrenimini tamamladı. 2014 yılında da Anadolu Üniversitesi İlahiyat bölümünü tamamladı. Eğitimine İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi İşletme doktora programında devam etmektedir.

Uzun yıllar özel sektörde strateji danışmanlığı ve yöneticilik görevleri yapan Eminoğlu, aynı zamanda başta ESKAD (Evrensel Sevgi ve Kardeşlik Derneği) ve  İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği Gençlik Kurulu (Genç İDSB) olmak üzere çeşitli sivil toplum kuruluşlarında görev aldı. TÜGVA’nın kuruluşundan itibaren çeşitli çalışmalarda bulunan Eminoğlu, 2 yıla yakın Strateji Geliştirme Koordinatörü, akabinde Teşkilat Koordinatörü olarak görev aldı. 2018’de yapılan Genel Kurul sonucunda Genel Başkan olarak seçildi. İyi seviyede İngilizce ve başlangıç düzeyinde Arapça bilen Eminoğlu, evli ve 3 çocuk babasıdır.

Dijital bir çağda yaşıyoruz. Gençliğin sanal mecra ile ilişkisi nasıl olmalı, ne kadar olmalı, nasıl faydalı hale getirilmeli?

Sosyal medya günümüzde stratejik bir silaha dönüşmüşken bizler de bu mecralarda kendimizi en iyi, en doğru şekilde ifade etmeliyiz. Dezenformasyonların hızla yayıldığı bir yerde doğru bilgiyi aynı kitleye duyurmak oldukça mühim. Bu sebeple gençlerimiz de sosyal medyada aktif bir şekilde yer almalı. Tabii bunu yaparken hassasiyetlerimizi, sınırlarımızı hiçbir zaman için geri plana atmamamız gerekiyor. Gençlerimiz, paylaşılan her bir haberin doğruluğunu araştırarak, değerli içerikler üreterek sosyal medyada yer almalı. Sanal-gerçek ayrımının oldukça zor olduğu bu mecrada dolaşırken kimliğimizi unutmamalı, klavyede dokunduğumuz her harfin aslında zihnimizdeki fikri ve dilimizdeki sözcükleri yansıttığını daima aklımızda bulundurmalıyız.

Türkiye Gençlik Vakfı’nın hitap ettiği bir gençlik var. Bu kesimin dışındakilere yönelik ya da onlarla birlikte yaptığınız çalışmalar var mı?

Türkiye Gençlik Vakfı’mızın hitap ettiği bir gençlik var. Ülkemizin doğusundan batısına kuzeyinden güneyine her bir gencimiz bizim evladımız. Bu manada yalnızca bir kesime hitap ettiğimizi söylemek doğru olmayacaktır. Karabağ’daki, İstanbul’daki, Gazze’deki, New York’taki, Moskova’daki, kısacası dünyanın dört bir yanındaki gençler, bizim gençlerimiz. Çalışmalarımızı, her birine ulaşma gayreti içerisinde gerçekleştiriyoruz.

Emekçisi olduğunuz çalışmaların “fikir adamı” da olmaya yönelik ne tür çalışmalar var?

Vakfımızda gerçekleştirdiğimiz projelerimizi ve etkinliklerimizi, bünyemizde bulunan 11 koordinatörlüğümüz ile yürütüyoruz. Düşünüyor, üretiyor, harekete geçiyoruz. Ortaokul Koordinatörlüğünden Üniversite Koordinatörlüğüne, Kadın ve Aile Koordinatörlüğünden Dış İlişkiler Koordinatörlüğüne tüm koordinatörlüklerimiz aktif bir şekilde çalışmalarını yürütüyor. Farklı alanlarda, farklı yaş gruplarındaki gençlerimize hitap eden projelerimizin arasında adından sıkça bahsettiren, kültleşmiş projelerimiz de var: Seyyah İcathane, Çizimlerle Kırk Hadis, Enderun Okulu, Genç Türkiye Kongresi, Dijital Tahlil, Müzik Okulu, Genç Yönetici Okulu gibi projelerimiz bunlardan bazıları.

Gençler örnek hayatların anlatılmasından etkileniyor mu?

Bu soru için şu anda gündemimizde olan ‘’İzinden Gidiyoruz’’ projemizi örnek gösterebiliriz. Şehadet ayı Şubat’ta, öncü isimlerimizin izinden giderek onları tanıyor, değerli sözlerini #İzindenGidiyoruz etiketi ile sosyal medya hesaplarımızda paylaşıyoruz. Gençlerimiz, Ömer Halisdemir, Hasan El-Benna, Halil Kantarcı, Erol Olçok gibi kıymetli isimlerimizi yakından tanıyor ve kendilerine örnek alıyorlar.

Gençleri yetiştirmek için, uyguladığınız belirli ve sistematik bir yönteminiz var mı? Varsa, bu yöntemin, bireysel farklılıklara göre esneklik kabiliyeti nedir?

Vakfımızın gönüllüsü olan gençlerimiz, proje ve etkinliklerimize katılan gençlerimiz, kendi yaş grubuna yönelik faaliyetlere katılıyorlar. Örneğin bir ortaokul öğrencisi, ortaokullu kardeşlerimize yönelik düzenlediğimiz faaliyetlerimize katılıyor ve o programdan faydalanıyor. Bizler de bu noktadan sonra gençlerimizle irtibatı koparmıyor sürekli olarak onların yanlarında oluyoruz.

Yurtdışı temsilciliğiniz var mı? Yurtdışına gidecek gençlere destekleriniz var mı?

Yurt dışı temsilciliğimiz yok fakat yurt dışındaki vakıflar, dernekler ile sürekli olarak ortak faaliyetler gerçekleştiriyoruz. Bu faaliyetlerimizden bazıları; ‘’Anadolu’dan Avrupa’ya Avrupa’dan Anadolu’ya Gençlik Değişimi” projemiz ile Almanya ve Türkiye’de yaşayan gençlerimiz bir araya geldi. ‘’Genç Yönetici Okulu’’ projemizi Kuzey Makedonya’da da gerçekleştirdik ve yönetici adayı gençlerimizle buluştuk. ‘’Zenginliklerimizi Birlikte Keşfedelim’’ dedik ve kadim medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan Roma, Kudüs ve İstanbul’un gençlerini bir araya getirdik. İki devlet tek milletiz şuuru ile ‘’Zafer Düşergesi’’ kamp programı düzenleyerek 100 kardeşimizi Azerbaycan’a uğurladık. Bu noktada yurt dışındaki gençlerimize de ulaşıyor; ülkemiz gençliğinin, yurt dışındaki kardeşlerimizle buluşması noktasında destekte bulunuyoruz.

Türkiye Gençlik Vakfı’nın medyada temsil biçimleri, halkla ilişkiler ve iletişimleri, deneyimleri, ifade biçimleri ve yöntemlerinin mevcut durumlarına ilişkin değerlendirmeleriniz nelerdir?

Türkiye Gençlik Vakfı olarak gerek sosyal medyada gerek ulusal ve yerel basında kendimizi çok net ifade ettiğimizi söyleyebilirim. Sosyal medya özelinde de gençliğin dilini yakaladığımızı düşünüyorum. Çünkü hedefimiz gençlik, işimiz gençlik, gücümüz gençlik... Daima gençlerle bir aradayız ve onların ne istediklerini, neler hissettiklerini biliyoruz. Bu noktada çok güzel geri dönüşler alıyoruz. Gençlerimiz bizimle, biz de onlarla iletişim kurmayı seviyoruz.

Gençler için önerdiğiniz bir kitap listesi var mı?

Projelerimizden bahsederken ‘’Kitap Kurdu’’ yarışmamızı belirtmiştik. Yarışmamız için okunması istenen kitaplar pedagoglarımızın ve öğretmenlerimizin desteği ile hazırlandı. Ortaokullu olup yarışmamıza katılmamış gencimiz varsa onları da önümüzdeki dönem için davet etmiş olalım. Sıklıkla gençlerimize, Üstad Sezai Karakoç’un kitaplarını hediye ediyoruz. Üstadın eserlerinin her biri oldukça kıymetli. Kıraathanelerimizde bulunan her bir kitabı özenle seçiyoruz. Çocuklarımızın, gençlerimizin okumasında sakınca bulunan hiçbir kitaba yer vermiyoruz. Bu doğrultuda okumak, ödünç almak isteyen gençlerimiz adresi biliyorlar. Genel merkezimizdeki ve il, ilçe temsilciliklerimizdeki Kıraathanelerimize bekliyoruz.

Gençler, abilerinden ne bekliyor? Gençler, gelecekten ne kadar ümitli? Ne bekliyorlar/umuyorlar?

Gençlerimiz söz sahibi olmak, kendilerini anlatabilmek istiyorlar. Bir araya geldiğimiz gençlerimizin gözleri ışıl ışıl, gördüğünüzde diyorsunuz ki ‘’evet bir gençlik var ve geleceğimiz bu gençlikte, emin ellerde’’ Yanlarında destekçileri de olduktan sonra bu gençlerin başaramayacağı tek bir şey yok. Biz de bu sebeple Türkiye’nin dört bir yanında gençlere elimizi uzatıyoruz. Ulaşamadığımız genç kardeşimiz kalmasın istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki; her gencin başka bir hayali var. Enes ağabeyleri olarak; gerek projelerimiz gerek İcathanelerimiz ile Türkiye Gençlik Vakfı’nın kapılarının daima açık olduğunu yeniden belirtmek istiyorum. Gençlerimize destek olmaktan vazgeçmeyeceğiz.

 

 

Whatsapp Whatsapp